İstanbul yüzyıllardır birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, birçok dilden, dinden, ırktan insanı tarih boyunca kucaklamış dünyanın en güzel şehirlerinden biri olduğunu düşünüyorum.Tarihiyle, doğasıyla, iki kıtayı buluşturmasıyla dünya şehirlerinin arasında çok özel bir yere sahiptir.
İstanbul'un en hareketli noktalarından birisi olan Eminönünü geçtiğimiz günlerde gezi amaçlı ziyaret ettim.Eminönü deyince aslında daha geniş bir semt yelpazesinden bahsediyoruz .Tahtakale, Bahçekapı, Mahmutpaşa, Mercan, Sirkeci'yi de içine alırız çoklukla. Eminönü'nün tartışmasız simgesi Yeni Cami. Evvela bu camiyi ziyaret edeceğiz.
Avlu girişinin merdivenlerinin çevresinde güvercinlere yem atan insanları hepimiz biliriz. Muhtemelen siz de atmışsınızdır, fotoğraf çekiyorsanız bir fotoğrafınız kesin vardır. Güvercinleri geçip avluya girelim. Avlusu her daim kalabalıktır. Ayaküstü bir noktada olmasından ötürü sıkça ziyaret edilen bir cami. Pek çok insan alışveriş ve gezi için Eminönü'ne gelip, Sultanahmet'e çıkamadığından en azından Yeni Cami'yi ziyaret etmektedir.
Önemli bir liman ve dolayısı ile bir ticaret merkezi olması nedeni ile bir Yahudi semti olan Eminönü darmadağın bir mahalle imiş. Halk, sadece pencerelerine kadar çıkmış ve hatta yangınlar geçirmiş bu metruk caminin adını “Zülmiye” koymuş. Taa ki Dönemin mimarı Mustafa Efendi, IV. Mehmet’in anası Hatice Turhan Sultan’a bir fırsatını bulup yanaşıp da şu cümleleri sarfedinceye kadar..“Mezbelelikte harap yatması din ve devlete layık değüldür. Yarısı yapılmış, pencerelerine kadar bitmiştür. Tamamlanmasına çalışılırsa, devri kıyamete değin duay-ı hayra mahzar ve mağfiret olunur.” Yeni Valide Sultan Hatice hemen emir buyurmuş, Yahudi evleri Hasköy ve Balat‘a taşınmıs. Mısır Çarşısı ve diğer tüm külliyesi ile birlikte cami tamamlanmış. İstanbul keşfe değer zenginlite bir şehir herkese sağlık huzur mutluluk ve bol gezmeli günler dilerim.
0 Yorumlar
reklam iletişim için eposta : uguragirgol@gmail.com